Son Pişmanlık Fayda Vermez
Kişiye sonradan gelen akıl; iş işten geçtikten sonra duyulan pişmanlığın artık hiçbir faydası olmaz. Pişmanlığın faydalısı, henüz her şey bitmemişken duyulup telafisi yapılan pişmanlıktır. Yaptığımız bir hatanın, bir yanlışın tüm olumsuzlukları yaşandıktan sonra pişman olmanın ve bunu sürekli dile getirmenin ne bir faydası ne de bir manası vardır.
Hatalar, ders çıkarılmak için yapılır. Ders çıkarmak için ise yaptığımız hatanın yahut yanlışın telafisini yapmamızın mümkün olması gerekir. Bazen yaşadığımız şey ilk ve son şey olabilir. Bu tür bir durumda bilerek veya bilmeyerek hata yapıp o şeyi elimize yüzümüze bulaştırmak ve neticesinde pişman olmak nafiledir. Bir sınava sadece bir defa girme hakkı bulunan ve o sınavı kazanmayı çok isteyen bir öğrenci; sınava hazırlanmayıp, çalışmayıp boş gezdiğinde elbette ki sınavı kazanamayacaktır. Bu öğrencinin artık ah vah etmesi, pişmanlığını dile getirmesi, dizlerini dövmesi bir işe yarar mı? Sınava bir daha girme hakkı yaratır mı? Elbette ki hayır. Çünkü olan olmuştur, o hak elden gitmiş ve istendiği gibi değerlendirilmemiştir. Yahut ömrü boyunca zalim bir insan olarak yaşamış, Allah’a olan kulluğunu, her şeyden önemlisi insan olmayı unutmuş biri, son nefesinde kelime-i şehadet getirse ne fayda? Önemli olan, bu dünyada yaşamını sürerken gerekenleri yapmaktı. Allah, kimsenin son nefesine bakmaz; insanların yaşamları boyunca yaptıklarına, amel defterinde yazdıklarına bakar.
Tabii ki son pişmanlık o iş için fayda vermezse de hayatımızın diğer alanları için faydalı olabilir. Örneğin yukarıda örnek olarak verdiğimiz öğrenci, belki de yaşadığı o pişmanlıkla, yaşamında karşılaşacağı diğer fırsatları iyi değerlendirecektir. İnsan her şeyi zamanında düşünmeli, her şeyin en iyisini yapmaya çalışmalıdır. Hatalarını kısa sürede anlamayıp telafi edemeyenler artık son pişmanlığın faydasını görmeyecek, belki de büyük zarara uğrayacaktır.