ÖZET
Hayatı Kısaca
Sabahattin Eyüboğlu 1908 senesinde Akçaabat da Dünya’ya gelmiştir. Trabzon Lisesi’nde son sınıfta iken üniversitelere öğretim üyesi yetiştirmek için açılmış olan sınavı kazanmış ve Fransa’ya gönderilmiştir. 1933 senesinde ülkeye geri dönen Eyüboğlu İstanbul Üniversitesi’nin Edebiyat Fakültesi’nde Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünde doçent olmuştur. 1947 senesinde Paris’e gidip geri döndükten sonra Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişliğine atanmıştır.
1930 senesinde Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde ilk yazısı yayımlanmıştır. Kültür Haftası, Varlık, Ağa. Tan gibi dergilerde eleştiri, deneme ve incelemeleriyle dikkatleri üzerinde toplamıştır. Yazarlığının en etkili dönemlerini 1940 senesinde yaşamıştır. Yaprak dergisinde; gerçekleşmekten olan Yeni Şiir hareketinin toplumsal bir içerik kazanmasında yardımda bulunmuştur. Eski Anadolu Uygarlığı konusunda 11 belgesel film yapan Eyüboğlu’nun Hitit Güneşi 1956 senesinde Berlin Film Şenliği’nde ikinci olmuştur. 1966 senesinde Sinematek’in kurucuları arasında yer almıştır.
UZUN
Eserleri
Deneme – İnceleme: Avrupa Resminde Gerçeklik Duygusu(1952), Fatih Albümüne Bakış(1952), Mavi ve Kara(1961), Yunus Emre’ye Selam(1966), Yunus Emre(1971), Sanat Üzerine Denemeler(1974), Pir Sultan Abdal(1977), Köy Enstitüleri Üzerine(1979)
Film: Anadolu Ormanları(1956), Siyah Kalem(1957), Karanlıkta Renkler(1957), Nemrut Dağı Tanrıları(1957), Hitit Güneşi(1957), Göreme(1959), Surname(1959)
Sabahattin Eyüboğlu Hayatı Uzun
Lise eğitiminin son dönemindeyken öğretim elemanı yetiştirme sınavını kazarak Fransa’ya gitmiştir ve İki sene Dijon da bir sene de Lyon Üniversitesi’nde bulunmuştur. 1932 senesinde İngiltere’ye giderek burada İngiliz Dili ve Edebiyatı üzerinde incelemelerde bulunmuştur. Ülkeye döndükten sonra 1938 senesine kadar Milli Eğitim Bakanlığı müfettişliği, tercüme bürosu başkan yardımcılığı, talim terbiye kurulu üyeliği gibi görevlerde bulunmuştur.
1940’larda yazarlığının en etkili dönemlerini geçirmiştir ve Yeni Ufuklar, Tanin, Yaprak, Tercüme dergilerinde yazıları ile tanınmıştır. Halk değerine yönelmekte olan hümanist fikirlerin öncülüğünü yapmıştır. Türk kültürü alanında Halikarnas Balıkçısı ve Azra Erhat ile beraber yeni Anadoluculuk görüşleri getirmişlerdir. 1939 – 1947 seneler arasında Hasanoğlan Köy Enstitüsünde dersler vermiştir. 1946 senesinde çok partili döneme geçildikten sonra köy enstitülerine karşı yürütülen kampanyalar döneminde Tercüme Bürosu ve Hasanoğlan’daki görevlerinden uzaklaştırılmıştır. 27 Mayıs hareketinin ardından üniversiteden uzaklaştırılmış olan 147 öğretim üyesi arasında o da bulunmaktaydı. Göreve tekrar çağırılmasının üzerine İTÜ’ye dönmüştür.
Babeuf’tan Vedat Günyol ile beraber çevirmiş olduğu Devrim Yazıları isimli kitaptan dolayı TCK’nın 142. Maddesi kapsamında yargılanmasına karşın 1966 senesinde aklanmıştır. 12 Mart esnasında gizli örgüt kurma suçundan Vedat Günyol ve Azra Erhat ile birlikte tutuklanmışlardır fakat yargılanma sonucunda aklandıktan kısa bir süre sonra hayatını kaybetmiştir.
Edebi Kişiliği
Edebiyatımıza kazandırmış olduğu yapıtları sayesinde hem edebiyatın hem de dilimizin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Yaşamış olduğumuz toplumsal sorunları ve sanat sorunlarını güçlü bir kültürle araştırarak kaleme almıştır. Türk tarihini incelediğimiz zaman Anadolu’nun en bilinçli yorumcuları arasında yer almaktadır. Eski Yunanlılar ve Anadolu uygarlıkları çerçevesinde araştırmalar yaparak sanat tarihi ile ilgili olarak da çalışmalarda bulunmuştur.