ÖZET
Kısaca Hayatı
1681 yılında İstanbul’da doğmuştur. Asıl adı Ahmed’dir. Babası Mehmed Efendi’dir ve Sultan İbrahim Dönemi’nde kazaskerlik yapmıştır. Nedim, küçük yaşlarda medrese eğitimi almıştır ve Arapça ile Farsça öğrenmiştir. Daha sonra fıkıh eğitimi almıştır. Şair olarak tanınmak isteyen Nedim, Sadrazam Ali Paşa’ya birkaç kaside yazmıştır. Ama saraya girişini, Ali Paşa’nın halefi olan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’ya yazdığı kasideler olmuştur. Lale Devri sadrazamı olan Damat İbrahim Paşa tarafından himaye altına alınmıştır ve bu dönemin önemli temsilcilerinden olmuştur. Nedim’in patrona Halil İsyanı sırasında öldürüldüğü söylenmektedir. En meşhur olan söylenti, isyankârlardan kaçarken Beşiktaş’taki evinin çatısından düştüğü yönündedir. Diğer bir rivayete göre aşırı alkolden öldüğü söylemiştir. Başka bir rivayete göre ise, Damad İbrahim Paşa’ya yapılan işkenceden korkup, korkudan öldüğü söylenmektedir. 1730 yılında hayata gözlerini yummuştur. Nedim’in Mezarı Üsküdar’da Karacaahmet Mezarlığı’ndadır.
UZUN
Eserleri
Eserleri Nedim Divanı adı altında toplanmıştır. Bu Divan’ın bilinen en eski nüshası 1737 yılına aittir ve Türk Kurumu Kütüphanesi Y. 13 numarada kayıtlıdır. Sahaifü’l-Ahbar, Ayni Tarihi.
Nedim Hayatı Uzun
Günümüzde Osmanlı Divan Edebiyatı’nın en önemli şahıslarından bilinmektedir. Bununla birlikte yaşamını sürdüğü yıllarda Nedim çok fala ilgi görmemiştir. Reis-i Şairan unvanı, III. Ahmet tarafından Osmanzade Taib’e verilmiştir. Günümüzde Taib daha az bilinmektedir. Yaşadığı dönemde kendisinden daha meşhur pek çok şair bulunmaktadır. Tanınmamışlığının eserlerinde kullandığı üslubu kaynaklıdır. Hayatı boyunca eserlerini şiir olarak vermiştir. Kullandığı eski Türkçe ile Türk şiirinin temel taşlarından olmuştur.
Kasidelerinde ve şiirlerinde çağdaşı Divan şiirlerinde gözüken kalp, imge ve kelime hazinesini tekrarlamıştır. Şarkı ve gazellerinde ise hem dil hem de içerik bakımında yenilikçi yola başvurmuştur.
Nedim, şiirlerinde İstanbul hayatından sahneler sunmuştur. İbrahim Paşa’nın sayesinde oluşturulan barış ve istikrar dönemini betimlemiştir. Ayrıca Nedim İstanbul gece eğlence hayatlarını da konu alarak, değişik sahne ve tiplemeleri öne çıkartmıştır.
Başta Fuzuli olmak üzere, pek çok usta şaire nazire söylemiştir. Ayrıca Çağatayca üç beyitlik bir manzumesi bulunmaktadır. Bunun yanı sıra gibi redifli kasidesinde İran şairlerine meydan okumuştur.
Edebiyatımızın batı eserlerinden esinlenmesiyle birlikte, modern şiir yazan şairler Nedim’in geniş yelpazesine dahil olmuştur. Çoğu şair sonraki dönemlerde şiirlerinde takdirlerini Nedim’e sunmuştur. Nedim’in geçen asırda yeniden keşfedilmesi üzerine, Şair Nedim Mecmuası yayınlanmaya başlamıştır. 1919 yılında on sekiz sayı çıkartan dergide, Nedimle ilgili yazılar ve eserleri bulunmaktadır.
Cumhuriyet döneminde Nedim’in eserleri kadar hayatı da dikkat çekmiştir. Nedim ve Lale Devri temaları oyunlara konu olmuştur. Nedim Lale Devri 1730 yılında hayata veda etmiştir.
Edebi Kişiliği
Divanı sayesinde şöhret kazanmıştır. Yurt içi ve yurt dışındaki kütüphanelerde kırk beş kadar yazma nüshası vardır. Divanı kullanılan nazım şekilleri bakımından klasik divan tertibine uymaktadır. Göndermeler ve çağrışımlarıyla anılan bir divan şairidir. Çoğu şair onu Türk dilinin en büyük şairi saymıştır. Dili kusursuz kullanmıştır.