Kalp Kırmak
Bir insanın kalbini kırmak, Kabe’yi yıkmaktan daha kötüdür derler. Evet, gerçekten de kalp kırmak kadar kötü bir şey olamaz. İnsanlar, bir arada, mutlu ve huzurlu yaşamak için yaratılmışlardır. Onların bu gaye dışına çıkıp kendi menfaatleri peşinde koşma uğruna diğer insanları kırması, ezmesi, üzmesi kabul edilecek bir şey değildir. İnsan kalbi çok hassastır. Bir kere kırıldı mı tamir edilmesi olanaksızdır. Bu yüzden insanlarla olan iletişimimizde hepimiz çok dikkatli olmalı, insanları kötü söz ve davranışlarımızla kırmamaya dikkat etmeliyiz. Birisine söylediğimiz kırıcı sözler veya sergilediğimiz davranışlar, o kişinin kalbinde derin izler bırakır. O saatten sonra ne kadar dil döksek, özür dilesek, kendimizi af ettirmeye çalışsak bile nafile. Belki muhatabımız bizi affettiğini söyler; ama ona söylediğimiz sözü veya yaptığımız davranışı asla unutmaz. Dünyada hiçbir şey bir insanın kalbi kadar mühim olamaz. İnsanların gönüllerini hoş tutmayı bilmiyorsak, söz ve davranışlarımızla onları kırıyorsak, esip haksızlık yapıyorsak, dünyalar bizim olsa hiç fayda etmez. Allah, insanları sevmemizi, onlarla iyi geçinmemizi emretmiştir. Boş yere masum bir kalbi kırmak, birisinin günahına girmek veya birisine iftira atmak hem çok büyük bir ayıp hem de büyük bir günahtır. İslam dini de insanların kalbini kırmaya müsaade etmez.
İslam rehberi Hz. Muhammed, tüm insanları önemsemiş, kimsenin kalbini kırmamıştır. Biz de onu örnek alıp, insanlarla çok güzel bir şekilde geçinmeli, onların gönüllerini daima hoş tutmaya çalışmalıyız.