kompozisyon nasil yazilir 810x548 1

                                                        HAYALİMDEKİ SINIF

   Bir öğretmenin biricik eseri öğrencisidir. Öğretmen, bu eseri en güzel şekilde oluşturabilmek için çeşitli materyallere ihtiyaç duyar. Bir fırıncı ekmek yapmak için nasıl ki una, suya, tuza, yoğurma kabına ihtiyaç duyuyorsa, öğretmen de o eserini oluşturmak için dürüst, çalışkan ve ahlaklı çocuğa, iyi bir sınıf ortamına ihtiyaç duyar.

Bir öğretmen adayı olarak benim de en büyük beklentim dürüst, güvenilir, çalışkan ve sosyal bir sınıfla karşılaşmaktır. Ancak böyle bir sınıfı en güzel şekilde yetiştirebilmem için onlara öğrenme yaşantıları kazandırabileceğim bir ortam kurmalıyım. Fiziki açıdan bir sınıf oluşturmam gerekiyor. Benim hayalimdeki sınıf ortamı şöyle beliriyor:

Sınıfın hemen girişinde bir ayakkabılık var. Yerler halı ile döşeli. Derse giren öğrenciler ayakkabılarını çıkardıktan sonra kendilerine ait olan sınıf terliklerini giyerek sıralarına geçiyor. Öğrencilerin oturabileceği sıralar var; ancak sıraların dışında, çeşitli etkinliklerde kullanılabilecek yer minderli köşelerimiz de var. Özellikle birbirinden güzel hikayeler, şiirler okuduğumuz zaman öğrencilerim bu köşeleri kullanıyor. Sınıfımın bir de projeksiyon cihazı var. Dersimle ilgili her türlü sunuyu projeksiyon yardımı ile yapabiliyor, öğrencilerime videolar, belgeseller hatta izlenmesi gereken filmleri izlettirebiliyorum.

Sıra düzeni, bildiğimiz klasik sıra düzeni değil. Aksine birbiri ile aktif etkileşim kurabilecekleri kümeler oluşturulmuş. Grup ödevlerini iş birliği içinde yapabilecekleri, konuşurken birbirinin gözlerine bakabilecekleri, aralarında bir kardeşlik bağı oluşturabilecekleri kümeler…

Duvarlarım, dersimle ilgili özetlerle kaplı. Öğrencilerimin en güzel ödevleri, en iyi projeleri bu duvarlarda sergileniyor. Pencere kenarlarında mis gibi kokan rengarenk çiçekler ve bir duvarı boydan boya kitaplık. Her türden…

Bir de öğrenciler… Saf, temiz, güvenilir, bilgi açı… Ezbercilikten uzaklar. Her şeyi anlamak, analiz etmek, çözümlemek istiyorlar. Bilmek değil, kavramak, değerlendirmek istiyorlar. Sadece rutin konulara değil, şiire, tiyatroya, sanata önem veriyorlar. Kitap okumaktan son derece zevk alıyor ve okudukları her kitabı benimle paylaşmak için can atıyorlar. Şiir ezberleyin dememe gerek kalmıyor hiç. İstemesem de ezberleyip en güzel şiirler, en içten şekilde okuyorlar.

Sınıfta espriden geçilmiyor. Eğlenceli ama verimli geçiyor dersler. İyi niyetimi asla suistimal etmiyorlar. Ders zamanında ders dinlemeyi, şaka zamanında şaka yapmayı çok iyi ayırt ediyorlar. Bir anne, bir abla gibi görüyorlar beni. Dökebiliyorlar tüm dertlerini. Her zaman çözüm bulamazsam da rahatlatıyorlar içlerini. Her konuda çok iyiler. Kendilerini çok iyi geliştirmişler. Yarışmalarda, sınavlarda derece yapıyorlar. Esma Hoca’nın öğrencileri diyor başkaları… Helal olsun. Mutlu oluyorum elbet, gururum okşanıyor. Ortaya çıkardığım eserlerle övünüyorum.

Kendi aralarında da çok güzel bağları var. Hep yek hareket ediyorlar. Kimseye ezdirmiyorlar kendilerini; ama güçsüzü ezmekten de uzaklar. Onlar için notun pek de önemi yok. amaç değil araç olarak görüyorlar onu. Asıl gayeleri öğrenmek, öğrendiğinden zevk almak ve onu her an kullanmak.

Böyle bir sınıf istiyorum işte. Saf, temiz, çalışkan ve güvenilir.