kompozisyon nasil yazilir 810x548 1
ÖZET
Hayatı Kısaca
20. yüzyılda yaşamış olan ve adından çok fazla bahsettiren yazarlardan olan Albert Camus, 1913 yılında Cezayir’de dünyaya gelmiştir. Ailesi yokluk içindedir. Alsaslı bir baba ve İspanyol bir anneden dünyaya gelmiştir. I. Dünya Savaşı döneminde babasını kaybetmiştir. Annesi hizmetçilik yaparak çocuklarını okutmaya çabalamıştır. Ama Camus evden ayrılarak bağımsız yaşamayı tercih etmiştir. Eğitimini almış ve siyasete katılmıştır. 1960 yılında trafik kazası sebebiyle hayata gözlerini yummuştur.
Eserleri
Yabancı (roman, 1942), Veba (roman, 1947), Mutlu Ölüm (roman, 1970), İlk Adam (roman, 1995), Sürgün ve Krallık (roman, 1957), Caligula (oyun, 1945), Sıkıyönetim (oyun, 1948), Adiller (oyun, 1949), Sisifos Söyleni (deneme, 1942), Tersi ve Yüzü (deneme, 1937), Başkaldıran İnsan (deneme, 1951), Düğün ve Bir Alma Dosta Mektuplar (deneme, 1945).
==========================================================================================
UZUN
Albert Camus Hayatı Uzun
Ailesinin yanından ayrılması üzerine 1923 yılında liseye başlamıştır. Sonrasında ise Cezayir Üniversitesi’ne alınmıştır. Üniversite sırasında sağlık sorunları yaşamaya başlamıştır. 1930 yılında vereme yakalanmıştır. Bu yüzen okulun takım kaleciliğini bırakmak zorunda kalmıştır. Çeşitli işlerde çalışarak hayatını kazanmaya çalıştığından dolayı üniversiteyi zor bitirmiştir.
1934 yılında üniversiteye devam ettiği yıllarda Fransız Komünist Partisi’ne katılmıştır. Bunun sebebi ise İspanya’da iç savaş çıkması korkusundan kaynaklanmaktadır. 3 yıl sonra partiden atılmıştır. 1934 yılında Simone Hie ile tanışmış ve dünya evine girmiştir. Eşi, morfin bağımlısıdır ve eşinin Camus’a olan sadakatsizliğinden dolayı evlilikleri son bulmuştur.
1935 yılında İsçinin Tiyatrosu’nu kurmuştur fakat 4 yıl içinde kapanmış ve başarı sağlayamamıştır. Fransa Ordusu’na katılmak istemiş fakat verem olması sebebiyle alınmamıştır.
1940 yılında ikinci eşi olan Francine Faure ile evlenmiştir. İkinci eşi, piyanist ve matematikçidir. Bu evliliğinden Catherine ve Jean isimli ikiz kızları olmuştur. Kızları doğduğu sene Paris-Soir isimli dergide çalışmaya başlamıştır. II. Dünya Savaşının yeni yeni başladığı dönemlerde pasif kalmıştır. Ama Paris’in Alman Ordusu tarafından işgal edilmesi üzerine ve bununla birlikte komünist bir gazeteci olan Gabriel Peri’nin idamı üzerine sessizliğini bozmuştur. 1942 yılında Bordeaux’yu terk etmiş ve Cezayir’e gitmiştir. Ardından Paris’e geri dönmüştür.
II. Dünya Savaşı sırasında Nazilere karşı oluşan Fransız direnişinin bir parçası olmuştur. Bu sebeple bir gazete yayımlamaya başlamıştır. Savaştan sonra Amerika’yı gezmiş ve Fransız varoluşçuluğu hakkında dersler vermiştir. Sol görüşe yatkın olmasına rağmen komünizme karşı çıkmıştır ve bu onun komünist partilerden uzak durmasına sebep olmuştur.
50’li yıllarda insan haklarına kendini adamıştır. Bunun için pek çok başkaldırısı ve çalışmaları bulunmaktadır. 1957 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüşmüştür.
4 Ocak 1960 yılında trafik kazası sebebiyle ölmüştür. Ölümü biraz ironik olmuştur. Çünkü Camus gideceği yere tren ile gidecekken, arabayla gitmeyi tercih etmiştir. Daha önceleri Camus’a en absürt ölüm şekli sorulduğunda ise trafik kazası cevabını vermiştir. Ama ölümü de absürt bulduğu şekilde gerçekleşmiştir.