Borç yiğidin kamçısıdır
Borçlu olan insan kendinde bir çalışma, para kazanma zorunluluğu hisseder. Borçsuz olduğu zamanlarda kendisini kamçılayan, çalışmaya teşvik eden bir şey yoktur. Birikim konusunda da disiplinli değildir. Kazandığını belki sadece yer, kimseye de muhtaç değildir; fakat ilerisi için de kıyıda köşede üç beş kuruş biriktirmeyi de beceremez.
İnsanlar borçlanınca, borçlarını ödeyebilmek için çalışmak zorundadır. Borçlu olunduğu zaman hiç kimse tembelliğinin arkasına sığınamaz. Zira o borç, vadesi dolduğunda mutlaka ödenecektir. Borca sadık olmak, kültürümüzde önemli bir şeydir. Bu durumda olan birinin geceleri rahat uyuması bile mümkün değildir. Geleneklerimizde hiç olmasaydı bile kanunlar, zamanı geldiğinde borçların ödenmesini zorunlu kılmıştır. Bu da kişinin ne yapıp edip borcunu ödemesini sağlamaktadır. Günümüzde ev almak için büyük bir birikim yapmak gerekir. Maalesef bu birikimi yapmayı insanların %99’u başaramaz. Yıllar geçse de kazandıklarından pek bir şey artmaz. Çünkü onları zorunlu hissettirecek bir durum yoktur. Ancak bankaya veya şahsa borçlanarak ev alan kişi artık bir yükün altına girmiştir. Hem bazı ihtiyaçlarından kısmak zorunda kalacak, hem de borcunu ödemek için daha fazla çalışması gerekecektir. İşte, tam da bunun için atalarımız ”Borç yiğidin kamçısıdır.” demişler, borcun, insanın daha fazla çalışmasına vesile olduğunu ifade etmeye çalışmışlardır.
Mal varlığımızın miktarını artırmak istiyorsak bazen korkmadan borçlanmalıyız. Birikim yaparak ev almaya çalışan biri belki yıllarca bunu başaramaz. Fakat evi kredi kullanarak alan biri, belirlemiş olduğu vadede borcunu ödemek zorunda olduğu için daha çok çalışarak evini kısa bir sürede alabilecektir.